Kur Korumalı Mevduatta Sona Mı Gelindi?
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında hayatımıza girdi: Kur Korumalı Mevduat. Peki yaklaşık 1 yılını dolduran bu uygulamanın son durumu nedir?
Uygulama başladıktan kısa bir süre sonra iyimser, ortalama ve kötümser olmak üzere 3 farklı senaryo ile geleceğine dönük tahminde bulunmuştuk (Kur Korumalı Mevduatın Maliyeti) ve sonrasında ilk ayın gerçekleşmesini ölçmüştük (Mevduatları Korurken Ne Kaybettik? – İlk 1 Ayın Bedeli).
Aradan geçen 11 aylık dönemde ve vadelerin bitişinin üzerinden 8 ay geçtikten sonra acaba KKM hesaplarının durumu nedir kısa bir göz atalım. İlk olarak biriken mevduatın büyüklüğü ile başlayabiliriz.
Daha önce de tespit ettiğimiz doğrusal artış büyük ölçüde devam etmiş ancak Şubat-Temmuz dönemindeki hızın özellikle Eylül ayı sonrası tersine yavaşlamaya doğru döndüğünü görüyoruz. KKM hesaplarına yatırılan tutarın günlük karşılıklarının zamanla değişimi bize daha net gösterecektir.
Özellikle son dönemde ortalamanın altında bir seyir gösterdiği daha açık olarak görülmektedir. Peki bu mevduatlar karşılığında banka faizlerinin dışında devletin yüklendiği ödeme ne kadar? Burada ilk olarak Şubat ayında ABD Doları kuru için hazırladığımız üç senaryo ve gerçekleşen kuru bir görelim.
Şubat ayında hazırladığımız üç senaryo içinde uzun süre kurun iyimser ve ortalama senaryonun arasında ilerlediğini ancak Eylül ayından îtibâren iyimser senaryonun bile altına düştüğünü görüyoruz. Bu durum KKM hesaplarına yatırılan tutardaki Eylül ayında beri görülen düşüşü izah ediyor. Gerçekleşen kura göre devletin ödediği miktarı artık hesaplayabiliriz.
Senaryolar karşısında döviz kurunun gösterdiği eğilim toplam maliyette de kendini gösteriyor. Gerçekleşen ödemenin iyimiser ve ortalama senaryonun arasında kaldığını ancak son dönemlerde iyimser senaryoya yaklaştığını görüyoruz. Birikimli tutar olması nedeniyle henüz iyimser senaryonun altına indiğini söyleyemeyiz.
Bugün îtibâriyle 1.200 milyar TL (82 milyar ABD Doları) karşılığı KKM hesabına 102 milyar TL (6 milyar ABD Doları) ödeme yapıldığını görüyoruz. Bu da %8,4 bir orana tekâbül ediyor. Bu oran şüphesiz 8 aylık dönemde aynı kalmamıştır. Gelin bu oranın zamanla değişimine bir göz atalım.
Mart ayında ilk ödemelerin olduğu dönemde %21’in üzerine çıkan oranın Nisan ayında %3’e kadar düşmesini müteâkip Ağustos ayına kadar tedrîcen %17’ye kadar çıktığı sonrasında görülen düşüş eğilimi ile Kasım ayında %1’in altına (11 Kasım’da %0,2) düştüğünü görüyoruz.
Aslında yukarıda da tespit ettiğimiz ABD Doları kurundaki artışın yavaşlaması hatta durması ile devletin ödediği farkın neredeyse sıfırlandığını görüyoruz. Bu da KKM hesaplarına ilginin azalmasını bize daha net açıklıyor.
Peki oluşturduğumuz senaryolara göre ödenen tutarın oranı ne şekilde seyretmiş bir karşılaştıralım.
Burada durum aynı şekilde. Uzunca bir dönem iyimser ve ortlama senaryo arasında olan oranın son dönemlerde iyimser senaryonun altına düştüğünü görüyoruz.
KKM sahiplerinin yukarıda bahsedilen oranlar neticesinde elde ettiği toplam getiriyi devletin ödediği tutarın üzerine bankanın uyguladığı mevduat faizini de ekleyerek hesaplayacağız.
Yıllık orana baktığımızda Mart-Ekim döneminde yıllık mevduat faizinin üzerinde bir getiri elde edildiğini görebiliyoruz. Kasım ayında ise KKM getirilerinin TL mevduat faizinin altında kaldığı net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu da bize KKM uygulamasına olan ilginin zamanla daha da azalacağını gösteriyor.
Ancak bu uygulama sayesinde 96 milyar ABD Doları karşılığı mevduatın dövizden uzaklaştırılmasının, döviz kurlarındaki artışın yavaşlamasına olan katkısını göz ardı edemeyiz. Getiri oranlarındaki farkın bu şekilde devam etmesi hâlinde KKM uygulamasından uzaklaşan birikimlerin döviz yerine TL mevduatlarına kayması ihtimali Daha yüksek gözüküyor. Bunu da zamanla göreceğiz.