Avrupa’da Kaçıncı Sıradayız?
İlk olarak Temmuz ayında, sonrasında Ekim ayına kadar 6 sefer yapmış olduğumuz Avrupa’daki salgının seyri ile ilgili takvim yılının bitişi ile birlikte bir güncel değerlendirme yapma vakti geldi sanırım.
Rakamlara çok boğulmadan karşılaştırmanın daha net yapılabildiği grafikleri kullanmayı tercih edeceğiz. Girişte biraz analizin temellerinden bahsedersek: Şubat-Aralık döneminde Türkiye ile AB ülkeleri ve İngiltere’deki günlük ve toplam vak’a seyrini inceleyeceğiz.
Bu grafikte dikkatimizi çeken bir kaç husus var.
– Avrupa’daki ilk zirve ile Türkiye’deki ilk zirve arasında 15 gün fark varken ikinci zirveler arasında 1 ay fark var.
– İlk zirve yaklaşık aynı seviyede gerçekleşmişken ikinci zirveler arasında Türkiye lehine %20-25 fark olduğunu görüyoruz.
Bu durum aslında salgının ülkemize girişinin Avrupa’dan 1 ay kadar geç girmesinin ve Avrupa’nın normalleşme adımlarını (sınırların açılması, okulların yüz yüze eğitime geçmesi vb) ülkemizden daha önce atmasının tabî sonuçlarıdır.
Ancak bu ilk iki tespitten daha önemlisi Avrupa’nın Aralık ayı sonu îtibâriyle yeni bir zirveye doğru tırmanış eğilimi görüyoruz. Bu eğilimin takip edilmesi gerekiyor.
Toplam vak’a sayılarına baktığımızda ise salgının başından beri AB’nin ortalamada Türkiye’nin hep üzerinde bir seyir gösterdiğini görüyoruz. Bu oranın 1.40 (1.15-1.75) olduğunu söyleyebiliriz.
Aslında bu benzer seyri önceden tespit etmiş ve Ağustos ayında yaptığımız “AB: Sil Baştan!..” başlıklı değerlendirmemizde AB’nin yaptığı hatayı yapmamamız gerektiğini ve ikinci tedbirli döneme daha erken geçmemiz gerektiğini belirtmiştik. Maalesef bunu yapamadık ve nitekim aynı noktaya geldiğimizi gördük… Şu an ise hem Avrupa’da hem de Türkiye’de tedbirli dönem devam ediyor. Umarım bu sefer süreç daha iyi yönetilir.
Şüphesiz şu an aşının da gelmesi bu sürece katkıda bulunacaktır. Aşılama için de aynı vak’a sayılarında olduğu gibi 2-4 hafta gibi bir farkla Türkiye Avrupa’yı takip etmekte olduğunu hep berâber müşahade ediyoruz.
Tekrar analizimize grafiklerle devam edelim ve biraz ülke ayrıntılarına girelim.
Ülkeleri 2 ayrı grupta inceleyeceğiz. Bunlar durumu Türkiye’ye kıyasla daha iyi olanlar ve aksi durumdaki ülkeler. Tümünü grafikler hâlinde sunmak paylaşımımızı anlamsız yere uzatmak olacağından seçilmiş örneklerle ilerleyeceğiz.
Türkiye’den Daha İyi Durumda Olan Avrupa Ülkeleri
Listelersek; Almanya, İrlanda, Estonya, Finlandiya, Yunanistan ve Letonya. Bu ülkelere baktığımızda nüfus olarak Türkiye ile eşdeğer sayılabilecek tek ülkenin Almanya olduğunu söyleyebiliriz.
Burada Temmuz ayına kadar Türkiye’nin Almanya’dan daha iyi bir durumda olduğunu ancak sonrasında durumun Almanya lehine değiştiğini görüyoruz. Ancak Almanya için ikinci dönemde henüz düşüş eğilimi başlamış durumda değil ve Türkiye’ye göre günlük vak’a sayıları Aralık ayının ikinci yarısında yüksek seyrediyor. Bu da aslında Aralık ayı ortasında Almanya’nın aldığı daha sıkı tedbirlerin gerekçesini bize gösteriyor.
Türkiye’den Daha Kötü Durumda Olan Avrupa Ülkeleri
Bu grupta liste biraz uzun; Fransa, İtalya, İspanya, İngiltere, Belçika ve Hollanda başta olmak üzere değerlendirmemiz kapsamındaki 27 ülkenin 21’i bu listede yer alıyor.
Bu grupta en dikkat çekici ülkelerin başında İspanya geliyor. Tespit ettiğimiz 4 farklı zirve ve şu an yeni başladığını düşündüğümüz 5. zirve dikkatimizi çekiyor. Toplamda ise Türkiye’nin neredeyse 2 katı vak’a sayısına sahip. Bu şartlarda İspanya Avrupa’nın kontrolü hiç sağlayamamış ülkelerinden diyebiliriz. Bu ülke ile benzer davranış gösteren ülkeler ise Malta ve Lüksemburg olarak gözümüze çarpıyor.
Lüksemburg için ayrı bir parantez açmak isteriz.
Lüksemburg her ne kadar İspanya gibi 4 zirve ile karşımıza çıksa da son zirvenin niteliği îtibâriyle İspanya’dan ayrışmaktadır. Son zirvenin 3 ay kadar sürdüğünü, aslında zirveden çok bir düzlük hâlinde salgının seyrettiğini görüyoruz. Bu sebeple toplam vak’a sayısında ciddi bir mertebede olduğunu ve Türkiye’nin 3 katına yakın bir sayı ile Avrupa’nın zirvesinde yer aldığını belirtmekte fayda var.
Bu grupta bakacağımız üçüncü ülke Bulgaristan olacak.
Bulgaristan’ın ilk dönemde salgından uzak kalmayı başardığını ancak Ekim ayı îtibâriyle Avrupa’nın ortalama bir ülkesi mertebesine geldiğini görüyoruz. Bunun sebeplerinin ülke özelinde incelenmesi salgınla mücadelemize değer katacaktır. Hırvatistan, Macaristan, Litvanya, Polonya, Slovakya, Slovenya ve Çekya’nın da buna benzer bir eğilim gösterdiğini de belirtebiliriz.
Bu grupta en tehlikeli ülke konumunda ise hiç şüphesiz son günlerde virüsün yeni mutasyonu ile gündemde olan İngiltere…
Avrupa genelinde Aralık ayı için tespit ettiğimiz 3. zirveyi tetikleyen ve en belirgin şekilde yaşayan ülke olarak İngiltere güncel durumda salgın için en tehlikeli Avrupa ülkesi konumunda. Bu nedenledir ki sınır kapıları Türkiye dahil bir çok ülke tarafından kapatılmış durumda. Ümit ederim ki salgının ilk döneminde de çok kötü görüntülerin geldiği İngiltere bir kez daha salgının bir nevi kuluçka bölgesi konumuna gelmez.
Avrupa’da En Başarılı Ülke: Finlandiya
Avrupa geneline baktığımızda en başarılı ülke olarak Finlandiya gözümüze çarpıyor.
Aslında genele baktığımızda salgının iki ana dönemini de yaşamış bir ülke. Ancak başarıyı getiren unsurun zirve noktayı oldukça düşük mertebede tutmaları olduğunu söyleyebiliriz. İlk dönemde Türkiye’ye oranla yarı yarıya, ikinci dönemde ise beşte birde tutmayı başararak toplam vak’ada Türkiye’nin dörtte biri oranda vak’a sayısı ile sınırlı kaldığını görüyoruz. Burada alınan tedbirler ve uygulamaların da örnek olarak incelenmesi önem arz etmektedir.
Netice îtibâriyle Avrupa geneline baktığımızda Türkiye’nin en başarılı 7. ülke olduğunu söylemek doğru olacaktır. Geçtiğimiz analizlerimizde Avrupa’ya atfettiğimiz genel başarısızlığın ise aslında çok da büyük haksızlık olmadığını gelinen son noktada teyit etmiş oluyoruz.
Aşının uygulanmaya başlanmasıyla bir iyileşme süreci yaşanacağı âşikâr ancak bu sürecin ilk aşıdan 2 ay ve sonrasında yaşanacağını da belirtmekte fayda var. Bu da aslında Şubat ayı sonuna kadar hem Avrupa’da hem de Türkiye’de (2-4 hafta ötelenmiş olarak Mart ayının ikinci yarısı) tedbirlerin belki biraz gevşetilse de devam etmesi gerektiği anlamına geliyor.
“Avrupa’da Kaçıncı Sıradayız?” için 2 görüş
Yorumlar kapalı.