İBB Bize Gerçek Ölüm Rakamlarını Veriyor! (Mu?) – İstanbul’a İstatistiksel Bakış

Ölüm rakamları ile ilgili tartışma aynı vak’a sayısındaki gibi ilk günden beri sadece ülkemizde değil bir çok ülkede de tartışılan bir konu. Bu tartışmalar devam ederken İstanbul özelinde ölüm sayılarını, 2015-2020 döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi günlük ölüm kayıtları ve Sağlık Bakanlığı haftalık durum raporları mukayesesini yapmak kaydıyla 10 Eylül’de değerlendirmiştik (Gerçek Ölüm Rakamları Saklanıyor Mu? – İstanbul’a İstatistiksel Bakış).

Bu değerlendirmede kullanılan 3 farklı yöntemin kurgusunu burada tekrarlamayacağım. Vermiş olduğum bağlantıdan isteyenler inceleyebilir.

Özetle;
– 2015-2019 dönemi için 5 yıllık ortalama günlük ölüm sayıları üzerinden hesaplama
– 2015-2019 döneminde 5 yıllık günlük ölüm sayılarındaki eğilim üzerinden hesaplama
– 2015-2019 döneminde 5 yıllık günlük ölüm oranlarındaki eğilim üzerinden hesaplama

Hızlıca her üç yöntem için güncel duruma bir göz atalım. Bakanlığın vermiş olduğu son bölge temelinde ölüm sayıları 25 Ekim tarihine ait olduğundan analizimizi bu tarihe kadar yapacağız.

Yöntem 1: Ortalama Günlük Ölüm Sayısı

Ortalama günlük ölüm sayısı üzerinden hafta temelinde ölüm sayılarını 2015-2019 dönemi ile 2020 için grafik üzerinde karşılaştıralım.

Grafik 1 – 2015-2020 Haftalık Ölüm Sayıları (İstanbul)

Burada aynı Nisan ve Mayıs aylarında olduğu gibi Ekim ayının ortasından îtibâren geçtiğimiz yıllara göre bir sıçrama görüyoruz. Bu da salgının merkezinin ilk dönemde olduğu gibi tekrar İstanbul’a kaydığı döneme tekâbül etmektedir.

Burada ilk yaptığımız değerlendirmeden sonra (1 Eylül) 25 Ekim’e kadar geçen dönemde gerçekleşen farkın 1,834 olduğunu hesaplayabiliyoruz.

Aynı dönem için Bakanlık tarafından Kovid-19 nedeniyle kaybettiğimiz açıklanan kişi sayısı 388! Bu durumda farkın aynı ilk değerlendirmemizdeki gibi ciddi boyutta olduğunu görüyoruz: 1,446…

Yöntem 2: Günlük Ölüm Sayılarındaki Eğilim

Günlük ölüm sayılarının yıllara göre değişimi üzerinden bir eğilim olduğunu daha önce belirlemiştik. Bu eğilimin son ilâve edilen verilerle son durumuna bir bakalım.

Grafik 2 – 2015-2020 Ortalama Günlük Ölüm Sayıları (İstanbul)

Bu açıdan baktığımızda yıllar ilerledikçe büyük ölçüde nüfus artışının etkisiyle ölüm sayılarında artış olduğunu gözlemlemiştik. Bu artışa göre 2015’te 192 olan günlük ölüm sayısının 2019’da 208’e çıktığını biliyoruz. Bu durumda 2020 için beklediğimiz sayı 212’dir. Ancak gerçekleşenin 227 olduğunu görüyoruz.

Bu şartlarda 1 Eylül – 25 Ekim arasında (55 gün) 667 kayıp olmasını bekliyoruz. Ancak Bakanlık tarafından açıklanan rakam 388. Bu da 281 farka işâret ediyor.

Yöntem 3: Günlük Ölüm Oranlarındaki Eğilim

Son yöntemimiz birim nüfus başına düşen ölüm oranının değişimi üzerinden olacak. Burada aslında tek etkinin nüfus artışı değil aynı zamanda ölüm oranının da değiştiğine dâir tespitimiz temeli oluşturmaktadır.

Grafik 3 – 2015-2020 Ortalama Yıllık Ölüm Oranları (İstanbul – 1 Milyon Nüfus Başına)

Bu grafikte ölüm oranlarının yıllar geçtikçe arttığını daha önce belirlemiştik. 2020 için bu eğilim neticesinde hesaplanan oran 13.6 ve mevzu bahis 55 gün için sayı 720’dir. Açıklanan sayı olan 388 ile olan fark ise 332 olarak karşımıza çıkıyor.

Her üç yöntemle de hesaplanan ve gerçekleşen ölüm sayılarını salgının başlangıcından îtibâren ve belirlenmiş son 55 gün için tablo hâlinde özetlersek:

Salgından Kaynaklı
Ölüm Sayısı
Ortalama
Ölüm
Sayısı
Ölüm
Sayısı
Değişimi
Ölüm
Oranı
Değişimi
Hesaplanan1,834667720
Gerçekleşen388388388
Fark1,446281332
Tablo 1 – Gerçekleşen Ve Farklı Yöntemlerle Hesaplanan Ölüm Sayıları Arasındaki Farklar (1 Eylül – 25 Ekim)
Salgından Kaynaklı
Ölüm Sayısı
Ortalama
Ölüm
Sayısı
Ölüm
Sayısı
Değişimi
Ölüm
Oranı
Değişimi
Hesaplanan7,4434,1483,727
Gerçekleşen3,2533,2533,253
Fark4,190895474
Tablo 2 – Gerçekleşen Ve Farklı Yöntemlerle Hesaplanan Ölüm Sayıları Arasındaki Farklar (Tüm Salgın Dönemi)

Verileri yüzeysel hesaplamalar yerine daha derinlemesine incelediğimizde beklenen ölüm sayısı ile gerçekleşen arasındaki farkın oldukça azaldığını görüyoruz. Var olan sapmanın ise (474 / 3,727) %13’lük bir sapma olduğunu söyleyebiliriz. Bunun da istatistiksel varsayımlar üzerinden hesapladığımızı düşünürsek çok büyük bir sapma olmadığını söyleyebiliriz.

Ayrıca gerçek rakamların saklandığını varsayarsak 3,727 olan (?) ölüm sayısının 3,253 olarak açıklanmasının gâyesi ne olabilir? Ben anlamlı bir açıklama yapamıyorum.

Bu bağlamda 10 Eylül’deki paylaşımımda belirttiğim gibi sayılar bize hâlen resmî rakamların tutarlı olduğunu gösteriyor.