Dış Ticâretteki Kara Delik – Teknoloji İthâlatı
Teknoloji hayatımızın vaz geçilmez bir parçası şüphesiz. Günlük hayatımızda kullandığımız cihazlardan, fabrikalarımızda kullanılan makinelere ve gözümüzün görmediği ama hayatımızı kolaylaştıran, bazen zorlaştıran 🙂 bir çok cihaza kadar her şey teknoloji ürünü.
Hayatımızdaki yeri arttıkça teknoloji ürünlerinin tüketimi ve dolayısıyla bu ürünlere harcanan para da gün geçtikçe artmaktadır. Bu bağlamda küresel ticârette de teknoloji ürünleri alım-satımı önemli bir yer tutmaktadır.
Peki ülkemizde teknoloji ürünlerinin dış ticâret hacmindeki yeri nedir?
Önceki paylaşımlarımızda dış ticâretteki 99 fasıldan (ürün grubundan) bahsetmiştik. Bu fasılları 99 parça hâlinde incelemek oldukça kapsamlı bir çalışma olacak ve bizim en azından bu başlık altında ayrıntılarda boğulmamıza sebep olacaktır. Bu nedenle 99 adet resmî ürün grubunu kendimizce 10 farklı grup hâlinde sınıflandırmaya çalıştık. Bu grupları “Dış Ticâret Fasılları” isimli paylaşımda görebilirsiniz.
Bu 10 grup içinden bugün teknoloji ürünlerini incelemeye çalışacağız.
Öncelikle teknoloji ürünlerinin dış ticâretimizdeki hacmini kontrol ederek başlayalım.
Grafikten dönemsel dalgalanmalar olmakla berâber sürekli bir artış eğilimi olduğunu açıkça görebiliyoruz.
Teknoloji ürünlerinin toplam ihrâcat / ithâlat / dış ticâretteki payları ile devam edelim.
Teknoloji ürünlerinin toplam dış ticâretteki payında 1969’dan itibâren 4 farklı dönemden bahsedebiliriz.
– 1969-1978: %22-32 aralığında sabit bir dönem
– 1979-1981: %32’den %14’e düşüş olan dönem
– 1982-2000: %14’ten %34’e artış olan dönem
– 2001-2019: %27-35 aralığında sabit bir dönem
Ancak genele baktığımızda dönemsel bir düşüş yaşanmakla berâber genel itibariyle belirli bir seviyede paya sahip olduğunu söyleyebiliriz. 51 yılın ortalaması ise %27 olarak karşımıza çıkıyor.
Gelin bu toplam veriyi biraz ayrıştıralım: İthâlat ve İhrâcat…
Aynı şekilde teknoloji ürünlerinin ithâlat ve ihrâcattaki değerlerini grafik üzerinde görelim.
Grafikten de görüleceği üzere 51 yıl boyunca teknoloji ürünlerinde ithâlat her dâim ihrâcattan fazla gerçekleşmiş. Bu da teknoloji üretemiyoruz serzenişimizin temelini oluşturan sebeplerden en önemlisi zâten…
Ancak hem ithâlatın hem de ihrâcatın sürekli olarak arttığını da görüyoruz. Peki bu artış toplam ithâlat ve ihrâcattaki artışla doğru orantılı mı? Yoksa teknoloji ürünlerinin konumu zamanla artı / eksi yönde değişti mi?
İthâlat ve ihrâcattaki paylarına baktığımızda ise ithâlatta dönemsel dalgalanmalar dışında genelde %30-40 mertebesinde bir paya sahip olduğunu görüyoruz. İhrâcatta ise tablo biraz farklı: 1969-2007 yıllarında %0’lardan %30’lara kadar sürekli bir artış olduğu ve o tarihten sonra ise %26-33 aralığında payını koruduğunu görüyoruz.
Şüphesiz ithâlattaki payını muhâfaza ederken ihrâcat tarafındaki bu ciddi yükseliş sevindirici. Ancak bu olumlu gelişmeyi tam anlayabilmek için dış ticârette en önemli unsurlardan biri olan ihrâcatın ithâlatı karşılama oranına bakmak doğru olacaktır.
Hacimdeki ve paydaki artışın karşılama oranına da ciddî anlamda olumlu yansıdığını görebiliyoruz. 1969-2000 arası %0’lardan %30’lara tedrîcî artış sonrası 2001’deki âni sıçrama ve 2017’ye kadar devam eden %50-65 mertebesindeki karşılama oranları son 2 yılda %100’e doğru hızlı bir yükseliş göstermiş.
Tabi burada 2001 krizindeki şok döviz kuru artışı ve aynı mertebede olmasa da yine 2018’deki artışın ithâlatın önünü kestiği gerçeğini de belirtmekte fayda var. Ancak her iki kriz döneminde de ihrâcatın artmaya devam ettiğini ve 2001 sonrası %50 mertebesindeki oranı muhâfaza ettiğini de göz ardı edemeyiz.
Kısacası teknoloji ürünlerindeki kara deliğimiz gün geçtikçe küçülmekte ve 2019 itibâriyle neredeyse kafa kafaya gelen bir dış ticâret dengesi ile umarız ilerleyen yıllarda yok olacaktır.
Teknoloji ürünlerine yapılan yatırımlar kısa vâdede olmasa da meyvesini en nihâyetinde vermektedir. Bu nedenle yatırımların günden güne artması en büyük dileğimiz.