Mineral Yakıtlar (Fasıl 27) – Dış Ticâretteki Konumu
Bugün yapılan açıklama ile gündemimizin 1 numarası olan “doğalgaz” ve onun ait olduğu yakıt âilesi “mineral yakıtlar”ın dış ticâretteki konumu hakkında kısa bir inceleme yapmak isteriz. Değerlendirmemize mineral yakıtların dış ticâret hacmi ile başlayalım:
Görüleceği üzere 2002 yılına kadar toplam 10 milyar ABD Dolarının altında olan dış ticâret hacminin 2012’de 68 milyar ile zirve yapmasının ardından 2019 yılını 49 milyar mertebesinde kapatmış durumdayız. Ancak bu verilerde çok ciddi dalgalanma olduğunu da göz ardı edemeyiz. Bu dalgalanma ithâlat / ihrâcat miktarımızdaki değişimden ziyâde fiyat değişiminden kaynaklanmaktadır.
Yukarıdaki tespitimizi Grafik 1 üstüne birim fiyat eğilimini ekleyerek gösterdiğimize göre artık fiyat etkisini ortadan kaldırarak toplam hacim hakkında daha sağlıklı bir sonuca varabiliriz. Tüm yılların fiyatını 2019 fiyatını temel alarak normalize ettiğimizde toplam hacmin yıllara göre değişimini görebiliriz.
Grafikten dalgalanmanın oldukça azaldığını ve sürekli artış olduğunu ve esas zirve noktanın 2019 olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Aynı zamanda yine net olarak görülüyor ki dış ticâret hacmindeki ana unsur ithâlat ki bu da hepimizin mâlumu!
Peki ithâlatın ağırlıklı olduğu 27. fasılın toplam ithâlattaki payı nedir?
İthâlatın kısıtlı olduğu nispeten içine kapanık ekonomi politikası takip ettiğimiz 1980’li yıllardaki %50’ye varan oranlar dışında genel olarak %20 mertebesinde bir oran dikkatimizi çekiyor. Bu oran şüphesiz dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken bir oran!..
Bu durumda bu yüksek oranın ülkemizin en önemli ekonomik sıkıntılarının başında gelen dış ticâret açığına etkisinin yüksek olması çok da şaşırtıcı olmasa gerek.
Bu oran bize mineral yakıtların dış ticâret açığı üzerindeki ciddi etkisini gösteriyor. Burada dikkatimizi çeken toplam açıktaki payın %100’ü geçtiği yıllar! 1980’li yıllarda yukarıda da bahsettiğimiz gibi ithâlat serbestisinin çok olmadığını düşündüğümüzde bu dönemi değerlendirme dışında tutabiliriz. Ancak son 20 yılda %40-60 arasındaki dalgalanmanın ardından 2018-2019 yıllarındaki artış ile %108’e ulaşan oran oldukça önemli…
Belirtmek isterim ki %100’ün üzerindeki değer bize mineral yakıt ithâlatı olmasaydı ülkemizin dış ticârette açık değil “fazla” vereceğini söylemektedir. Bunu biraz daha belirgin hâle getirelim ve dış ticâret açığımıza mineral yakıtlar olmadan bir bakalım:
Dış ticâret açığının ciddi oranda fark ettiğini görebiliyoruz. Aslında buradan çıkan sonuç enerji ihtiyâcımız için ithâlata dayalı kaynaklardan iç kaynaklara dönmeyi başardığımızda dış ticârette açık döneminin sona erebileceği bir dönem yaşayacağımızdır.
Bunun 2 yolu bulunmaktadır:
– Mineral yakıt menşe enerji üretiminin payını azaltmak
– Mineral yakıt rezervine sahip olmak
İlk seçenek üzerinde son yıllarda ciddi yol kat ettiğimizi biliyoruz. Yenilenebilir kaynakların toplam enerji üretimimizdeki payı giderek yükselmektedir. Bunun haricinde işte bugün üzerinde konuştuğumuz doğalgaz kaynağı tam da 2. seçeneğe hizmet etmektedir. Ülkemizi hayırlı olmasını ve hem miktar hem de verim olarak bu kaynakların artmasını dilerim.